The Witcher 3: Wild Hunt, serinin çıkan son oyunu olarak Açık Dünya, RPG ve Fantezi kategorilerini merkeze alarak CD Projekt RED tarafından 2011 yılının sonlarına doğru geliştirilmeye başlandı. The Witcher 2: Assassins of Kings’in devamı olarak 2012 yılında 150 kişi ile geliştirme sürecine başlayan ekip 1 yıl sonra 250 kişilik bir geliştirme ekibi oluşturdu. Dünya’nın farklı ülkelerindeki stüdyoları da dahil edip toplamda 1600’den fazla kişi çalışmış olmasına rağmen 2014 yılındaki ilk resmi çıkış tarihine yetiştirilemedi. Geliştirmeye başladıktan 2 yıl sonra yapılan köklü değişikler bu gecikmeye sebep oldu. REDengine 3 oyun motoru kullanılarak yaratılan açık dünyadaki hataların düzeltilmesi oldukça uzun sürdü ve sonunda PC, PlayStation 4 ve Xbox One platformları için bölgelerine göre Warner Bros. Interactive Entertainment ve Bandai Namco Entertainment iş birliğinden faydalanarak 18 Mayıs 2015 tarihinde piyasaya sürülmüştür.
CD Projekt Red ekibi 2007 yılında başladıkları RPG serisini 2011 yılında çıkarttıkları oyun ile büyük bir aşamaya çıkartmışlardı. Son olarak 2015 yılında piyasaya sürdükleri The Witcher 3: Wild Hunt ile piyasaları alt üst ederek kendi zirvelerine ulaşmışlardır. Böylesi bir oyunun hikayesini anlatmak kolay olmasa bile İmparator Emhyr’in kızı olan Ciri’yi bulmak için çıktığımız bir macerayı konu alıyor. Bu noktaya gelene kadar oynadığımız Geralt karakteri farklı bir hikayenin peşinde Yennefer’in izini sürmekte ve hikaye bir noktada bizi asıl görevimize doğru götürecek. Spoiler vermeden yolculuğumuzu bu şekilde anlatmamız mümkün.
Oynadığımız karakterimiz Geralt of Rivia hayatta kalma konusunda doğduğu günden itibaren eğitilen bir savaşçıdır. Yennefer karakterini serinin ikinci oyununda bazı sahnelerde görmüştük ve oyunda Geralt’ın aşık olduğu kadın olarak yer almıştı. Triss karakteri Temerian büyücüsü olarak Geralt ile birlikte uzun zamandır bir maceranın içinde olan ve Geralt’ın sık sık yardımına başvurduğu bir karakterdir. Ciri yani Cirilla Fiona Elen Riannon ise hikayemizin ve görevimizin ana karakteri olarak yer alıyor. Bu epey uzun yolculukta ana karakterlerin dışında ilginç çok sayıda karakter ile tanışacaksınız.
Yaratılan evrenin devasa bir boyutta olması ve neredeyse her şeyle etkileşime geçebiliyor olmanın verdiği rahatlık ile ana görevler ve yan görevler dahil edildiğinde 110 saatin üstünde bir oynayış sunuyor. Bununla birlikte yaratılan gece gündüz döngüsü hikaye ile olan uyumu ve aynı zamanda böylesine büyük bir açık dünyada minimap bulunması önemli noktalardan. Bu gibi açık dünya oyunlarında sıkça düşülen kendini tekrarlayan bir şeyleri alıp birine teslim ve sadece hedefi öldürme odaklı bir oyun olmamış. Dövüş mekanikleri bir noktada sıkıcı gelme ihtimaline karşı farklı görev mekanikleri ekleyerek daha dinamik bir hikaye oluşturmuşlar.
The Witcher 2’de bulunan karakterler ve özellikle ekipmanların gelişimi ve seçimi çok daha karmaşık bir hale getirerek bilinmezlik içinde gerilim ve heyecan yaratmak istemişler. Silahlar, zırhlar, efsunlar, büyüler ile Geralt’ın macerası farklı bir dünyanın içine girmenizi sağlıyor. Çıktığı hafta 5 milyon barajını aşan ve toplamda 43 milyon ile kendi rekorlarını elinde bulunduran seriye, yeni bir oyun gelmeden önce mutlaka bu deneyimi yaşamanız gerektiğini bütün oyun dünyası belirtecektir.